✅ Bu, bir çok yönü ile ele alınması gereken bir konu.
İlahi kaynaklı olmayan ya da ilahi kökenli olup da zamanla yozlaşmış bazı dini inanışlarda, özellikle din adamları, zihni durdurarak meditatif duruma geçmenin kolay yolu olan yöntemlere baş vurmuşlardır.
Beyni uyuşturan, halk arasındaki tabiri ile ”kafa yapan”, keyif verici içeriğe sahip ağaç kökleri ya da kurutulmuş yaprakların yakılarak, ayinlerde tütsü olarak kullanılması, preslenmiş meyve ya da sebzelerin damıtılması yolu ile elde edilen alkolü, belirli oranlarda içecek terkiplerine karıştırarak yapılan alkollü içecekler vs. bunlar çoğaltılabilir.
Hatta, tarihte en kaliteli şaraplardan bahsedilirken, Burgundi bölgesindeki rahiplerin üzüm bağlarından bahsedilir.
Aynı şekilde, Hindu geleneğinde de spiritualizmin içinde yer etmiş bu gibi uygulamalar yaygındır.
Ole Gabrielsen’den bahsettiniz. Danimarka’da yaşayan, aile kökeni hristiyan olan ancak, kendi inancı hakkına burada kouya girmeyeceğim, aynı zamanda yakın dostluğum olan bir meditasyon ustasıdır.
Ole gibi, İskandinaw, Avrupa ve toplumun çoğunluğunun inacının Hristiyan olduğu bölgelere baktığınız zaman su ya da meşrubat içer gibi alkol alırlar. Gündelik yaşamın bir parçasıdır artık. Hatta çoğu hristiyan arkadaşım bana, ”alkol almadan nasıl bu kadar relax ya da keyifli, eğlenceli olabiliyorsun? Nasıl başarıyorsun bunu?” diye sorarlar.
İslam öncesi Arap toplumunda ise bu keyif verici maddelerin alınması, iyice çığırından çıkmış bir durumdaydı. İslamiyet ile birlikte, vücuda keyif ya da rahatlama vermesi için alınan alkolün önü adım adım kesilmiştir. En son hüküm olarak da kesinlikle haram kılınmıştır.
İslamiyetin tebliği 23 senede tamamlandığı için, ilk başlardaki geçiş hükümlerinin arkasına sığınan bazı müslüman insanlar da alkol almanın insana verdiği kalıcı tahribatları da aynı zamanda göz ardı ederler malesef.
Gelelim enerjitik boyutuna..
Alınan şifa enerjisi, kişinin fizik bedeninde en hızlı şekilde sıvı katmana etki eder. Alkol ise kana çok hızlı karışır, kanın dolaştığı her zerrede, akyuvarların savunmasını şifa enerjileri de destekler. Yani, alkol kanda dolaşırken alınan şifa enerjisi, alıcının niyeti doğrultusunda çalışmaya başlamadan önce, ilk önce tüm bedendeki bu hasarı onarmaya çalışır.
Başka bir deyiş ile, şifa enerjisi önceliği alkolün saymakla bitmeyen tahribatlarını onarmaya çalışırken, asıl amaçlanan şifa çok arka planda kalır.
Diğer yandan farklı alem varlıklarının insanlara musallatı, en çok şuur kayıplarında, baygınlıklarda, duasız korumasız uyumada, üzerine örtü alınmadan girilen cinsel ilişkilerde, gibi.. onlarca davranış içerisinde başı çekenlerden biri de sarhoşluk düzeyine getiren alkol alımlarındadır. Bunu ben söylemiyorum, işin gerçek ehillerinin söylledikleri.
Özellikle de bu zamanlardaki varlıklar kendilerini bir de melek diye tanıtınca, değmeyin keyiflere. Hatta, ”ben alkol alınca ancak meleklerimi görebiliyorum,” diyenlerle bile karşılaştım :))
Aynı şekilde, günümüzde oldukça yaygın olan ve gündelik hayatın bir parçası haline gelen, sigara kullanımı, dedikodu, faiz, meşru olmayan cinsel ilişkiler, zamanı ve eşyayı boşa tüketerek yapılan israf, saymakla bitmeyecek belki yüzlerce binlerce davranış var hayatımızda.. bütünsel bedenimizi her an tahrip eden..
Toplum olarak bizler bu halde iken, enerjisel olarak da dengede kalmak için yapılan şifa çalışmalarının da verdiği sonuçlar ise birer mucizeden başka bir şey değil!
Konu oldukça uzun ve malesef büyük oranda şifa uygulayıcılarının kabullenmesinin ağır gelebileceği konulara ucu dokunan bir mesele olduğu için, sanırım bu kadarcık tiyo yeterli olacaktır.
Mesajı almasının zamanı gelmiş olanların da uzun uzun anlatımlara ihtiyacı olmasa gerek ?